Yiğit, karanlık düşüncelerle birlikte yola çıkmıştı... Bu zor olacaktı ama engeller onun umurunda değildi... Sonunda 2. bölgeye geldi saat 22:30 sularıydı...
Kapıda 2 tane muhafız vardı ilk önce onları atlatmalıydı, eline küçük bir taş aldı ve diğer tarafa attı... Muhafızlardan biri o tarafa gitti diğeri ise kapıda bekledi, planı işe yaramamıştı... Üzgün düşenceler içinde yeni bir plan ararken biri ağacın tepesinden atladı, Kapıda bekleyen muhafızın boynunu kırdı... Ardından taşın çıkarttığı sese doğru giden muhafızın arkasından giderek boğazını kesti..
Yiğit, özenle bu yabancıyı izliyordu... Dünyada 1 yaşayanı daha bulmuştu...
Yiğit yabancının yanına sessizce yaklaştı...
Yiğit : Sizi kimsiniz ?
Yabancı arkasını döndüğü anda Yiğit diz çöktü... O Yavuz Selim'di...
Yavuz Selim : Kalk evlat, bu saatte burada bulunma amacın nedir ?
Yiğit : Siz ve benden başka herkesi öldürdüler efendim. İntikam için buradayım
Yavuz Selim kapıyı açtı ve
Yavuz Selim : Peki evlat, git ! İntikam SENİNDİR
Yiğit aniden yere yığıldı... Gözlerini açtığında taşı attıktan sonraki yerinde oturuyordu... Muhafızlar aynı şekilde öldürülmüştü ve kapıda açıktı... Yiğit bir şekilde telepati kurmuş olmalıydı... Şimdi bunların sırası değildi... Şimdi intikam zamanıydı... Dedesinden kalma bıçağıyla muhafızları sessizce temizleyerek yukarı, Asmon'un odasına çıktı...
Kapıyı açtı ve içeri girdi...
Yiğit : Merhaba, kardeşlerimin katili...
Asmon : Beni şaşırttın insan... Ama beni öldürürsen buradan sağ çıkamazsın...
Yiğit biraz düşündü ve
Yiğit : Benim intikamdan başka kaybedecek birşeyim kalmadı Asmon... Hepsini siz aldınız !!!
Diye bağırdı, kurtadam oldu ve Asmon'un üstüne atladı... Uzun süre boğuştular... Asmon üstündü, Yiğit Demir'i fena hırpaladı... Yiğit, gene Yavuz Selim'i görüyordu...
Yiğit : Üzgünüm, başaramadım efendim...
Yavuz Selim : Kalk evlat ! Muhtaç olduğun kan damarlarındaki asil kanda mevcuttur !!!
Devamı 2 yorum sonra
Bu arada biliyorum son sözü Yavuz Sultan Selim söylemedi ama sonuçta hikaye bu :)