Cristopher 'ın yolladığı birlikler tam zamanında Kafes'e ulaştı.Yavuz çok zeki bir komutandı fakat karşılarındaki düşman 600 tane Bahama.Yavuz Yiğit'i yanına çağırdı ve sordu " Şansımız var mı ?" dedi.Yiğit ise " Hiçbir şey imkansız değildir.Gerekirse kendimi feda ederim ama bu orduyu durdurup Reinhard'ı kurtarmamız lazım !"dedi.Yavuz Yiğit'deki azmi görüyordu.Yavuz dalgın bir şekilde bakarak" Hayır!Senin değil benim bu amaç uğuruna kurban gitmem lazım. Sana yeni silahımızı anlatıyı..." o anda Yavuz kesmek zorunda kaldı çünkü alarm ötüyordu."DİKKAT ZORUNLU İNİŞ ,DİKKAT ZORUNLU İNİŞ." .Yavuz"Anlaşılan macera devam ediyor." dedi gülerek. Yiğit" Anlamadım o silah ne ?".Yavuz "Merak etme genç yoldaşım zamanı gelince anlarsın." dedi. Yiğit" Ben silahlarımı hazırlayayım. Sanırım düşüyoruz." dedi sırıtarak.Kahramanlarımız Kafese 3 km uzaklıktaki bir yere çakıldı.Burası Donmuş Kent idi. Yiğit bir yandan emirler yağdırırken bir yandan da yaralıların durumuna bakıyordu.Yavuz Yiğit'in yanına gidip ona bir hançer verdi ve dedi ki" Bu benim efsane yeniçeri hançerim bunu sana veriyorum bu çok özel bir silah Crıstopher bu metale bir sıvı aktardı.Bu sıvı Dark-Epoxyn 'i durdurmak için kulllanılmalı tek hakkın var iyi kullan ."dedikten sonra askerkere emir yağdırmaya başladı.Sonra Yiğit Marian'in yanına gidip" Garip bir adam sence ?" dedi. Marian " Bencede ama bu onu daha iyi bir komutan yapıyor." diyerek gitti.