Merhaba değerli forumdaşlarım,
Önceki Bölümleri Okumadıysanız:
1. Bölüm: [url href=http://www.joygame.com/forum/wolfteam/konu/kurtlarin-yukselisi-1-bolum-her-seyin-basladigi-gun/e6773dfc-844a-4727-8399-d8f821dbdeb9]
2. Bölüm: [url href=http://www.joygame.com/forum/wolfteam/konu/kurtlarin-yukselisi-2-bolum-hayatimi-kurtaran-adam/ebe36ace-2d7f-47a5-8b45-38dbd5e6ae68
3. Bölüm[url href=http://www.joygame.com/forum/wolfteam/konu/kurtlarin-yukselisi-3-bolum-bir-garip-veda/8814db7f-2d58-4292-90a0-90b1a192126f
Harika, hayatımı borçlu olduğum birileri daha.
New York'a ulaştığımda ve köşebaşındaki binlerce kurtadamı gördüğümde, tıpkı sokakta olduğu gibi hareketsiz kalmıştım. Bu sefer beni kurtaran reflekslerim oldu. Eğer son anda sıyrılmasaydım kurtadam kalabalığının arasından bana doğru fırlatılan kocaman bir buz kütlesinin altında kalacaktım. Canımı dişime takıp atımı şehrin içine doğru dörtnala koşturmaya başladım.
Her ne kadar atı sonuna kadar zorlasamda kurtadamlardan bazıları bana yetişmek üzereydi ve sırtımda asılı olan silah çantası da beni yoruyordu.
Sonunda hızlı koşan kurtadamlar bana yetişemeseler de atın kuyruğunu tuttular ve atla beraber düşmeme sebep oldular.
Tam işin bitti Andrew. Buraya kadarmış. dediğim anda kurtadamların artık beni takmadığını farkettim. Yere düşen zavallı atı yiyorlardı.
Aman tanrım. Tıpkı zombiler gibi.
Hem atın çığlıklarını duymak istemediğimden hem de atın binlerce kurtadamı sonsuza dek meşgul edemeyeceğini bildiğimden oradan uzaklaştım ve en güvenli olabilecek yere girdim. Bir tanka.
Girmez olaydım. Tank 6-7 aydır kullanılmıyor gibiydi ve içeride biri kurtadam olan iki tane ceset vardı. Küçük bir ayrıntı, cesetler kokuşmuştu. Ve off. Attan geriye hiçbir şey kalmadığını anladım çünkü kurtadamlar tekrar ulumaya başladı. Sonu gelmeyen bir açlık hissi duyuyor olmalılardı.
Ne yapabilirdim ki? Dışarı çıktığım anda parçalara ayrılırdım. İçeride de kalamazdım. Leş gibi kokuyordu.
Silah Çantam.
Evet. Silah çantasında bir M16-A2 vardı. Belki biraz seri atış yaparsam dışarı çıkabilirdim ve hayatta kalabilirdim.
Lanet olsun!!!
Düştüğümde silah çantası yolun ortasında kalmıştı.
Al işte. Şimdi ne yapacaktım? İçerideki koku beni bayıltmadan önce bir şeyler düşünmek zorundaydım.
Tam o sırada ikinci koruyucu meleğimin sesini tankın telsizinden duydum:
- Hey sen, tanktaki. İçerisi rahat mı?
*
...Tam o sırada ikinci koruyucu meleğimin sesini tankın telsizinden duydum:
- Hey sen, tanktaki. İçerisi rahat mı?...
İlk başta çok şaşırdığım için cevap veremedim. Bir an halisülasyon olduğunu zannettim. Ama hayatta kalan ve benim yaşadıklarımı gören birisi de olabilirdi. Tam ben cevap verecekken telsizden yine "Hey!" diye bir ses geldi. İşte bu ses bunun halisülasyon olmadığını kanıtladı.
"Ben Andrew Birmingham," dedim. "Siz kimsiniz?"
"Steven," dedi ses, "Steven Young." ve devam etti:
- Haydi seni oradan çıkartalım.
- Pekala,
Bir an küçük bir sessizlik oldu. Bu sessizliği ben böldüm:
- Hiç fikrin var mı?
- Ha, ha, evet. Farkettin mi bilmiyorum. Tankın hemen solunda bir bina var, hemen içeri girebilirsen hayatta kalırsın. Zaten o binanın hemen çatısındayım. Seni görebiliyorum.
- Peki. Tamam. Ya silah çantası?
-Onun için umut yok, etrafı kurtlarla çevrilmiş durumda.
Uh. Derince bir nefes aldım ve tankın alt tarafından çıktım. Ses çıkarmamaya dikkat ederek süründüm ve başarılı bir şekilde binaya girdim.
Derin bir nefes daha aldım ve çatıya doğru merdivenleri çıkmaya başladım.
Çatıya vardığımda beni kafasında beyzbol kepi olan, esmer, japon veya çinli bir genç karşıladı. Önce bana bir tane ayva ısmarladı. Aç olduğum için iki üç ısırıkta bitirdim. (İşin espirisi :D ) El sıkıştık ve beraber başka bir binanın çatısına çıktık ve yine en alt kata indik. Kata ayak bastığım anda sarışın bir kadın beni sert bir hareketle duvara vurdu ve kafama bir Desert Eagle dayadı.
Sert sert baktı ve "Sen Kimsin!?" diye bağırdı. Bu sırada gördüm ki kurtadamlar katın camlarına vuruyorlardı.
Farkettim ki kadın cevap vermememe kızmış ve tetiği yavaşça çekmeye başlamıştı. Bunu Steven adlı arkadaş da gördü ve bağırdı:
- A.J.! Dur!!!
Ama kadın yine de tetiği çekmeye çalıştı.
Çalıştı, dedim çünkü silahın emniyeti kapalıydı.
Kadının silahını nazikçe indirdim ve ona:
- Bir dahaki sefere emniyeti açsan iyi edersin.
dedim.
Kurtların Yükselişi 5.Bölüm : Yeni Bir Grup
Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi esirgemezseniz sevinirim.
Esen kalın.
Merhabalar,
Cidden klavyenize sağlık çok güzel hikayeler çıkartmaktasınız. Tam işte tanktan çıktı ve ateş etmeye başlayacak dedim ki güzel bir kurgu ile beni yanıltınız. Betimlemeleriniz çok güzel olduğunu söylemek isterim. Ama bazı yerlerde " ısmarlamak " gibi yazım hatası ve anlatım bozukluğu var ama hikayenin heyecanını öldürmüyor.Kesinlikle hikayenizin devamını bekliyorum.
kamus1 dedi ki;
Merhabalar,
Cidden klavyenize sağlık çok güzel hikayeler çıkartmaktasınız. Tam işte tanktan çıktı ve ateş etmeye başlayacak dedim ki güzel bir kurgu ile beni yanıltınız. Betimlemeleriniz çok güzel olduğunu söylemek isterim. Ama bazı yerlerde " ısmarlamak " gibi yazım hatası ve anlatım bozukluğu var ama hikayenin heyecanını öldürmüyor.Kesinlikle hikayenizin devamını bekliyorum.