Bölüm 1 için buraya tıkla
Bölüm 2 için buraya tıkla
Bölüm 3 için buraya tıkla
Bölüm 4 için buraya tıkla
Bölüm 5 için buraya tıkla
ARKADAŞLAR KURT HİKAYELERİ BANA ÇOK SAÇMA GELİYOR BEN ZOMBİ HİKAYELERİNDEN YANAYIM BENİM KENDİM YAZDIGIĞIM BİR HİKAYEYİ SİZİNLE PAYLAŞICAGIM İYİ OKUMALAR .
HİKAYE OYUNCULARI (BAŞ ROL)
Jack 35 Yaşında
Martha 33 Yaşında
Jacob 15 yaşında
Avril 14 yaşında
Bölüm 1 ıssız ve sessiz
Sabah her zamanki gibi o lanet alarm sesiyle uyandım. İşe gitmem gerek, ama ayaklarım geri
gidiyor. Offf bu gün nasıl bitecek, daha başlamadan tükenmiş bir haldeyim. Kafam da davul gibi, yine her sabah kalktığımda yaptığım ama bir türlü tutamadığım sözümü beynimin içinde tekrar etmeye başladım. Gün bittiğinde erken yatacak ve ertesi sabaha dinç uyanacağım. kendime gelmem ve güne biraz olsun zinde başlamak için duş alsam iyi olacak sanırım.
Bu düşünceler eşliğinde berbat başlayan bu sabah vakti kısa ve güzel bir duştan sonra üzerimi giyinip, sırf erindiğim için eşimin bana hazırladığı kahvaltıyı bile yapmadan Jacob ve Avrilin yanaklarına bir öpücük kondurduktan sonra kapıya doğru yöneldim ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Bu sırada yanıma telefonumu almadığım aklıma geldi. Tekrar istemeyerek de olsa içeri girdim. Koyduğum bir şeyi dakikalarca aramak ve nereye koyduğumu hatırlamaya çalışmak, hele ki sabahın bu saatinde afyonlaşmış beynimi zorlamak hiç işime gelmiyordu. Bütün gün akşama kadar telefonsuz gezemezdim eşim Martha günün herhangi bir saati arayabilirdi, O aradığında O' nun ve Çocuklarımın sesini duymak paha biçelemez bir rahatlık veriyordu . Bu nedenle işegeç kalma pahasına da olsa telefonu bulmam gerektiğimi düşünerek uzun aramalar ve uğraşlar sonucu arama tarama ızdırabının bitmesi ile birlikte İçimden bir oh çekerek telefonumu yanıma aldım ve eşime Görüşürüz tatlım diyip Asansöre bindim . evet işte sonunda zemin kattayım artık
işime gidebilirim. Apartmanın kapısını iki hamlede açarak dışarı çıktım ve yürümeye başladım, dışarı çıktığımda kafamı öne eğmiş bir vaziyette günün ilerleyen saatlerinde yaşayacağım olası sürprizlerin neler olabileceğini düşünerek yürürken bir an kafamı kaldırıp etrafa baktığımda ilginç bir manzara ile karşılaştım. Sokaklarda garip bir sessizlik hakimdi, işe geç kaldığımdan ötürü sabahın bu saatinde benim gibi, çalışan herkes çoktan işine gitmiş, öğrencilerin ders saati başlamış olmalıydı. Bu düşüncemin doğruluğundan emin olmak için saatime baktım, saat henüz 08.45' di, bu saatte sokakların bu kadar sessiz olması imkânsızdı. Etrafta görünen bir kaç kedi ve köpekten başka hiçbir canlı yoktu. Hava çok sıcaktı ve güneşin kavurucu sıcaklığını tüm bedenimde hissediyordum. Havanın bu denli sıcak olmasına karşın anlam veremediğim bir şekilde tüylerimin diken diken oldu. İçimde garip bir ürperti belirdi. Sokakların bu esrarengiz havası sanki tedirgin etmişti beni.
Hafiften gözlerimi kamaştıran güneşin eşliğinde gözlerimi kısarak her zaman gittiğim güzergahtan, sokaklardaki sessizliğin nedenini anlamaya çalışarak ve etrafı dikkatlice süzerek yürümeye devam ettim. Hemen arka sokakta bulunan tek katlı müstakil evlerden bir kaçına doğru yaklaşmaya başladım, ilginçti, bu evlerden bir kaçının kapısı açıktı!
Ne olup bittiğini anlamak için adımlarımı olabildiğince yavaşlattım. Birden hafif bir korku belirdi ve kalbim hızlı hızlı çarpmaya, dizlerimin bağı çözülmeye başladı. Normalde ani bir olay karşısında, ya da bir tehlike anında normalden fazla heyecanlanan birisiydim . Ancak bu seferki yaşadığım heyecan biraz farklıydı, bu derece heyecanlanmama sebep olacak ani bir durum ya da herhangi bir tehlike yoktu. Sokaklardaki sessizlik canımı sıkıyordu. Ayrıca heyecanın yanında hafif bir korkuda yaşıyordum. Yaşadığım bu enterasan duygular eşliğinde kapıları açık olan evlerden ilkinin önüne doğru yaklaştım, kapının karşısına geldiğimde duraksadım ve dikkatlice evi izlemeye başladım. Evden çıkan ya da eve giren kimse yoktu, bu garip durum nedeniyle heyecanım bir kat daha artmıştı. Her zaman yaptığım gibi sakinleşmek için bir sigara yaktım ve evin karşısında bir süre o halde öylece bekledim. Sigarayı o kadar hızlı içmiştim ki bir anda bitivermişti. Sabahın bu saatinde ikinci bir sigarının sağlığa iyi gelmeyeceğini düşünerek tekrar bir sigara yakmaktan vazgeçtim. Zaten heyecanımı azaltmamış aksine sokaklardaki bu sessizlik heyecanımı büstün ikiye katlamaya yetmişti. Merakıma yenik düşüp tedirgin ve yavaş adımlarla eve doğru yönelmeye karar verdim.
Bahçenin kapısına geldiğimde içeri girip girmeme konusunda yaşadığım birkaç tereddüt sonrasında evin etrafını dolaşmanın ve sonra içeri girmenin daha doğru olacağını düşünerek evin etrafında bir tur atmaya karar verdim. Yaptığım kısa bir gezinti sonrasında cesaretimi toplayıp bahçenin kapısından içeri girip kapıya doğru yöneldim, bir iki saniye kapının önünde bekledikten sonra başımı hafifçe içeri doğru uzattım, evde kimse yok gibiydi, bu durumu teyit etmek için yaşadığım heyecan nedeniyle çokta gür olmayan bir tonla
- “merhaba, günaydın , kimse yok mu” ? Kimse cevap vermiyordu.
İçeriden herhangi bir tepki gelmemesi üzerine deli gibi artan merak, heyecan ve korku eşliğinde kendimi istemeyerek de olsa evin içinde buldum. Bu arada kafamın içinde bir sürü düşünce geçiyordu, içeriden bir adam çıksa ve ne işin var diye bana çıkışsa ne yapar adama ne söylerdim? Ama artık çok geçti hiç tanımadığım birinin evindeydim kendi kendime ne yaptığımı sorgulayarak ve bütün cesaretimi toplayarak evde sessiz ve küçük adımlarla gezintiye başladım . Evdeki odaları dikkatlice tek tek dolaştım ancak hepsi boştu. Ev bir hayli dağınık vaziyetteydi, her tarafta ev halkının elbiseleri vardı, mutfaktaki yiyecekler yere serpilmiş, çekmeceler dağılmış durumdaydı. İnsanlar sanki alelacele bir yere gitmişlerdi. Çaresiz evden çıktım ve etrafı biraz daha kolaçan ettikten sonra, kapısı açık olan diğer evlere girme cesaretini kendimde bulamadan, aklımda oluşan bir sürü soru işareti eşliğinde kafamda tam da oluşturamadığım yarım yamalak soruların cevabını bir an önce bulma ümidiyle tekrar yola koyuldum. Sokaklardaki bu garipliğin bir anlamı olmalıydı, neden sokaklarda kimse yoktu, bu evler neden boştu. Evimin yakınlarında oturan ve öğretmen olan yakın dostum Taylor' u arasam mıydı acaba ? Bu düşüncenin mantıklı olup olmadığını anlamak için saate tekrar baktım saat 09:07 yi gösteriyordu. Taylor bu saate öğrencilerine ders veriyor olmalıydı, bu nedenle Taylor,u aramaktan vazgeçtim ve yürümeye devam ettim.