Yiğit Demir:
- Siz yine de gerekeni yaptınız. Ben sizden çok memnun kaldım.
Der ve Duane Eddy'e yeni bir madalya verir. Artık sen de bir Lidersin.
- Buna çok sevindim liderim.
- Artık bana Yiğit diye bilirsin.
Onlar konuşurken hiç beklemedikleri bir şey olur. Wiliam Kroll onları yok etmeye gelir. Bütün Labaratuvar'ı bombalamaya ve roketlemeye başlar. Tek gelmemiştir. Yanında çok büyük bir ordusu da vardır. Efsanevi Ordu hemen Reinhard'ın emriyle atlara bineler. Cephaneleri alıp dışarıya çıkarlar. Dışarıya bomba atmaya başlarlar. Yiğit Demir:
- Bu da kim?
Reinhard:
- Bilmiyorum ki.
Birbirlerini öldürmeye başlarlar. İki takımın da cephanesi biter. Ölümsüz Savaşçılar'dan 19 gözlemcinin hepsi de ölür. Ama Efsanevi Ordu'nun da 52 savaşçısı ölür. Duane Eddy:
- Sen de kimsin?
- Ben hükümdarlığın lorduyum!
Mermileri bittiği için Duane Eddy kendi kararıyla ata biner eline kılıç ve kalkan alır. Ona doğru gitmeye başlar. Wiliam Kroll da eline çekiç ve balta alır. Yiğit Demir:
- Dur Duane Eddy! Ne yapıyorsun sen?
Duane Eddy çok sinirlidir cevap vermez ama Wiliam Kroll'u görünce dur! Sen, sen aslında benim küçüklük arkadaşımsın beni tanımadın mı? Wiliam Kroll:
- (Güler) Yok ya! Ben de kandım. Al sana!
Baltayı Duane Eddy'e geçirir ama daha sonra hatırlamaua başlar.
- Yalan değil de, gerçekti.
Son sözü de yazıklar olsun olur. Wiliam Kroll dur! Hayır ölme. Seni hatırladım evet.
Gerçekten de eskiden arkadaşlardır.
Duane Eddy ölmüştür. Reinhard da Wiliam Kroll'a kaçma der. Seni biz geberteceğiz. Wiliam Kroll Duane Eddy'nin durumuna dayanamayıp baltayla kendini öldürür. Ama o son sözünü edemeden ölür.