Merhaba değerli forumdaşlarım,
Öncelikle tıpkı Hellbringer35 gibi ben de film babında bir seri başlatmak istedim, Kurtların Yükselişi serisi devam edecek, bu da birkaç bölümlük bir film olacak. Böyle bir fikri aklıma getirdiği için Hellbringer35'e teşekkür ederim.
Her neyse, başlayalım.
Ofisimde kahvemi içiyordum. Çok zor bir davayı yeni çözmüştüm ve biraz rahatlamak istiyordum. Ben savcı, avukat felan değilim, dedektifim. Koltuğuma kurulmuş, emeklilik hayalleri kurarken içeriden bir ses geldi:
- Dedektif LeMans! Dedektif LeMans!
İçeriye arkadaşım Shawn geldi. "Pierre, " dedi. "Yorgun olduğunu biliyorum ama görmen gereken bir şey var."
Beni arabamla Montpellier'e götürdü. Bir dağın içine oyulmuş devasa bir binanın önünde durduk.
- Giordinnis Üniversitesi. dedi Shawn. Son zamanlarda ülkenin en başarılı üniversitelerinden biriydi. Ancak üç gün içinde olan olaylar bizi okul hakkında şüpheye düşürdü. Bazı biyoloji ve fizik profesörleri geceleri, mesai saatleri dışında çalışıyor, tıbbi ve biyolojik atıkların ardı arkası kesilmiyordu. Dün ise bir kurt uluması ve bir de çığlık duyuldu. Galiba üniversitede garip şeyler dönüyor.
- Pekala, dedim, haydi bir bakalım.
Günlerden cumartesi olduğu için okulda öğrenciler yoktu. Bize üniversitenin dekanı rehberlik etti.
Bizi loş bir koridora çıkardı. Bize anlatıyordu:
- Kütüphanemiz bu tarafta, burası öğrencilerin kaldığı odalar, buralar ise sınıflar.
Koridorun sonunda kapıları kilitli bir oda vardı.
- Orası neresi? diye sordum.
- Ha, orası mı? Orası eskiden kullandığımız labarotuvardı. Sekiz yıl önce içeri bizden habersiz birisi girdi ve içerideki sülfürik asidin labarotuvara dolmasını sağladı. Artık orası yasak bölge.
- Kim olduğunu bulabildiniz mi?
- Bir öğrencimiz. Remi Gallardo. Zamanında çok zeki, meraklı ve sporcu bir çocuktu ama benim bile anlayamadığım şeyler yüzünden aklını kaçırdı.
- Şimdi nerede?
- Montpellier akıl hastanesinde yatıyor.
Hmm. Acaba neden aklını kaçırdı?
- O zamandan beri kimse oraya girdi mi?
- Hadememiz Jose Millicano ayda bir kez kontrol etmek için girer.
- Neyi?
- Tekrar sülfürik asit taşması olup olmadığını.
- Anladım.
Bu süre zarfında dekanın yalan söyleyip söylemediğini anlamaya çalıştım. O kadar samimiydi ki buna imkan veremedim.
- Peki, dedim dekana, Fizik ve Biyoloji profesörlerinin neden fazla mesai yaptığını biliyor musunuz?
- Onlar, yeni bir proje üzerinde çalışıyorlar.
- Nasıl bir proje?
- Size ayrıntılı bir biçimde anlatmayı çok isterim. Bu projeye "Orkestra" deniliyor, amaçları...
Dekan bir anda yere yığıldı. Yere baktığımda başının arkasından vurulduğunu gördüm. Hemen arkamı döndüm ama kimse yoktu.
Böylece öğrendiğimiz tek şey, "Orkestra" adındaki bir proje adıydı.
Bölüm 2 gelecek.
Görüşmek üzere :)